Combative Iron Iron | Kartınızı Oluşturun

   
  KASTAMONUDUNYASI
  BOZKURT'UN TARİHÇESİ
 

Bozkurt’un tarihi geçmişi ile ilgili olarak bugün için elimizde çok az bilgi ve belge bulunmaktadır.Dolayısıyla bu bilgi ve belgelere dayanarak yörenin ne zaman ve kimler tarafından iskan edildiği hakkında kesin bir yargıya varmak mümkün değildir.
1960 Yılının Belediye Personeli
Ancak; çevrede zaman zaman toprak altından çıkarılan eşya parçaları,yörede bulunan kalıntılar ( Yakaören köyü girişindeki tek burç gibi ) ve gayrimüslim mezarları yörenin Türk’lerden önce başka kavimlerce de iskan edildiğinin kanıtları olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu kavimlerin kimler olduğu belirsiz ise de yöredeki yerleşim yerlerinin bazılarının eski isimlerinin Rumca olması ( Aya,Monna,Sinciros v.b.) gayrimüslim mezarlarının Hıristiyan mezarlarının özelliklerini taşıması bölgede Bizans ve Pontus yerleşiminin kanıtlarıdır.Bu yerleşim birimleri genellikle Karadeniz kıyısındadır.Yakın zamanlara kadar bölgenin iç kesimler ile karayolu bağlantısının bulunmadığı göz önüne alındığında yerleşim yerlerinin sahilde bulunmasının kaçınılmaz olduğu görülecektir.
1984 Yılında Sınarcık Köprüsü
Bölgedeki Türk varlığının Selçuklulara kadar uzandığını görüyoruz.Çevrede bulunan yerleşim birimlerinin,dağ,tepe ve yayla isimlerinin incelenmesi sonucunda Türk’lerin bölgeye güney’den geldiklerini tesbit etmek mümkündür.Bu adlar en yalın Türkçe kelimeler ile konulmuştur.( Ulu,Başsökü,Esentepe,Kocaoğlan yaylası v.b) uzun yıllar yüksek dağ eteklerinde yaşayan Türk’ler, zamanla denize doğru ilerliyerek sahile inmişlerdir.
Sandalye Fabrikası
Kastamonu ve çevresi , Türklerle ilk kez Malazgirt savaşından yaklaşık 30 yıl sonra tanışmıştır. Malazgirt savaşı sonunda Anadolu’ya giren Selçuklu’ların bir kolu olan Danişmentliler M.S.1100 yılında bölgeyi ele geçirmişler ise de bu egemenlik 27 yıl sürmüştür.Bu dönemde sahil kesimi yine Bizans egemenliğindedir.M.S.1127 yılında Bölge yine Rumların eline geçmiş ve Komenenler denilen hanedanın egemenliği 86 yıl sürdükten sonra nihayet M.S. 1213 yılında Çobanoğulları Beyliği Kastamonu ve yöresine hakim olmuştur. Bu tarihten sonra yöre bir daha hiç çıkmamacasına Türk’lerin hakimiyetine girmiştir.Çobanoğulları’ndan sonra yörede sırasıyla Pervaneler M.S. 1259-1292 Candaroğulları M.S. 1292-1460 Osmanlılar M.S. 1460-1923 ve en nihayetinde ise Türkiye Cumhuriyeti 1923 Hakim olmuştur. Ancak; Bozkurt’un bulunduğu bölgede Türklerin ne zaman iskan etmeye başladıklarını belirlemek mümkün değildir.Danişmentliler ve daha sonra gelen beylikler döneminde Kastamonu ve çevresi her ne kadar Türk’lerin hakimiyetinde ise de sahildeki kolonilerde yaşayan ve Ticareti ellerinde tutan Cenevizlilerle,Bölgenin eski sakinleri olan Rumların buralarda yaşamalarına izin verilmiştir.Rumlar yakın zamanlara kadar bölgede kalmışlar ve Türklerle birlikte yaşamışlardır.
Akkuş Sandalye Fabrikası
Türkler, Bölgeye güneyden Devrekani üzerinden gelmişlerdir.bunu halen anlatılan ve Türklerin bölgeye gelişleri ile ilgili bir hikayeden de anlıyoruz buna göre Türkler denize doğru yayılışları sırasında İlçe merkezinin ortasından geçen Ezine çayını takip ederek sahile doğru ilerlemişler,Bayramgazi ( Monna ) köyü yakınlarına geldiklerinde burada yerli halkın direnişiyle karşılaşmışlar çıkan çatışmada Türk’lerin başında bulunan komutanlardan Aynar Gazi ve Bayramgazi şehit olmuşlar ( Bayramgazinin adı şehit olduğu köye verilmiş ve Köye türbesi yapılmış ) ise de savaşı kazanan Türk’ler ilerleyişlerini sürdürerek bu günkü Bozkurt’un bulunduğu yere gelerek buraya bir cami yapıp bir de Pazar yeri kurarak yöreyi İskan etmeye başlamışlardır.Pazar zamanla yörenin en hareketli ve canlı pazarı haline gelmiştir.Pazarın Perşembe günleri kurulması sebebiyle yörede ismi Perşembe veya Pazaryeri olarak anılmaya başlamıştır. ( Halen çevrede bu şekilde anılmaya devam etmektedir.)
Eski Belediye Binası
Yörede kurulan Pazar ile ilgili olarak anlatılan bir rivayette ise burada Ağustos ayı içersinde 15 gün süreyle çok büyük bir panayır kurulduğu,İç kesimlerden ürünlerini satmak üzere pazara gelen tüccarların burada mallarını Mısır’dan gelen tüccarlara sattığı bu günkü caminin yerine Mısırlı zengin ve hayırsever bir kadın adına Pamukçu Mustafa efendi adındaki bir zat tarafından ahşap bir cami inşa ettirildiği,Cami ile ilgili olarak ilk beraatın Bursa şehrinin Osmanlı’nın başkenti olduğu yıllarda Bursa’dan alındığı anlatılmaktadır.Bursa’nın Osmanlı başkenti olduğu 1300 lü yılların sonlarında Kastamonu’da Candaroğluları Beyliğinin hüküm sürdüğü ( M.S. 1292-1460 ) dolayısıyla, Cami beratının Osmanlı’dan alınmasının pek mümkün olmadığı düşünülse dahi, Sahildeki birçok yörede Ceneviz kolonisi bulunduğu göz önüne alındığında,anlatılanlarda doğruluk payının yüksek olduğu görülecektir. Osmanlı’nın o dönemdeki beyliklerin en güçlüsü olması bölgede yaşayan müslümanların bu beyliğe bağlılıklarını bildirmelerine sebep olabileceği gibi,Camii yaptıran şahsın Mısır’lı olması ,dolayısıyla Candaroğulları’ndan çok Osmanlı ile irtibatının bulunma ihtimali bu anlatımları doğrulamaktadır.Ayrıca İnebolu Kazasının Mısır ile olan ticari bağlantıları tarihi belgelerle ispatlanmıştır.İnebolu’ya ticaret yapmak üzere gelen bu tüccarlar muhtemelen Bozkurt’ta bulunan ve yöredeki en büyük pazara da uğramışlar ve ticaret yapmışlardır.Anlatılanlar tarihi gerçeklerle de uyuşmaktadır.
Bozkurt'tan Tarihi Bir Görünüm Bazıları ise bugünkü Yılmaz semtinin eski adı olan Kilmes (Kermes ) adını delil göstererek yörede kurulmakta olan pazarın çok daha eski bir tarihe sahip olduğunu iddia etmektedir. Eski Camii
Anlatımlardan çıkan en önemli sonuç ise Bozkurt’ta kurulan pazarın yörenin en hareketli ve canlı pazarı olduğu, çok eski bir geçmişe dayandığıdır. Pazar bu günde eski canlılığını korumaktadır.
Sümerbank
Ancak ; buradan hareketle bugünkü Bozkurt’un bulunduğu alanda çok eski ve gelişmiş bir yerleşim yeri bulunduğu gibi bir yargıya varmak yanlıştır.Bugünkü İlçe merkezinin bulunduğu alanda, İlçe Merkezinden geçmekte olan Ezine Çayı’nın her iki yakasında kalan kod seviyesi düşük araziler şu anki koruma duvarları olmadığından sık sık su baskınlarına maruz kalmakta,dolayısıyla da her su baskını sonrası çay yatağı değişmekte olduğundan bu alanlarda yerleşim yoktur..İlçe’nin Kastamonu ve Abana çıkışındaki kod seviyesi biraz yüksek olan arazi üzerinde kurulu pazarın etrafında işyerleri yer alırken yerleşim daha yukarılarda ve küçük kümeler halindedir.Bu konuda elimizde bulunan Osmanlı vergi kayıtları gibi çok az sayıdaki belge bize bazı fikirler vermektedir.Bu belgelerden edinilen bilgilere göre Miladi 1800 lü yılların ortalarında Pazaryeri’nin (Bozkurt’un) küçük bir köy olduğunu görüyoruz.
Eski Turizm Derneğ Rumi 1260 ( Miladi 1844 ) tarihli kayıtlarda bugün ilçeye bağlı köylerden İlişi ( Yakaören ),Monna ( Bayramgazi ) ve Sinciros ( Sarıçiçek ) Köylerinin adları Divan ( Büyük Köy ) olarak geçerken ,İlçe Merkezinin bulunduğu alan üzerinde çok sayıda Karye’nin ( Küçük Köy ) ve semtin bulunduğu görülmektedir. ( Pazaryeri Bahçe Kilmes- Sınarcık köyleri ve bu köylere bağlı semtler ) Yöre bu tarihlerde Çatalzeytin yakınlarında bulunan ve bir yangın neticesinde yok olan Ginolu kazasına bağlıdır.
Güneş Sineması
1973 tarihli Kastamonu il yıllığında yayımlanan Rumi 1285 ( Miladi 1869 ) tarihli salname’de ise yörenin İnebolu Kazasının Abana nahiyesine bağlandığı görülmektedir.Bozkurt’ta asıl gelişme ; 1768 Osmanlı Rus savaşı sonrasında 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca anlaşması ile Kırım’ın kaybedilmesi ve burada yerleşmiş bulunan Türklerin Anadoluya göçü ile 1787 ve 1789 Osmanlı Rus savaşları sonunda Eflak ve Buğdan’ın Ruslar tarafından işgali ve yükselen Miliyetçilik akımları sonucunda Romen milliyetçilerinin devlet kurmak üzere ayaklanmaları ve Türklere baskı yapmaları sonucu bu topraklarda yaşayan Türk’lerin büyük bir bölümünün Anadolu’ya göç etmek durumunda kalmaları sonucunda olmuştur.
Hastane Caddesi
1867 yılında Eflak ve Buğdan’ın birleşerek Romanya adıyla bağımsızlıklarını ilan etmeleri üzerine bu ülkede yaşayan Türk’ler tamamına yakını Göç etmek durumunda kalmıştır.Bu muhacirlerin bir kısmı Karadeniz kıyılarına yerleştirilmiş.Macaristan’dan gelen bir kısım muhacir bugün Abana ilçesi hudutları içersinde kalan ve Macar köyü denilen semti kurmuşlar,Romanya’nın Kilya bölgesinden Bozkurt’a gelen muhacirler ise burada Killi köyü denilen semti kurarak yerleşmişlerdir. Bozkurt’a muhacir olarak gelen bu kişilerin arasında Enver Paşa’nın büyük babası ve ailesi de vardır.
Eski Hükümet Konağı
Muhacirlerin çoğu zeneatkar kişiler olup,çıkrıkçılık,dokumacılık, marangozluk gibi mesleklerle iştigal etmektedirler Bu kişilerin yöreye gelmesi ile Ticari hayat hızla gelişmeye başlamıştır.
Şimdiki Kasap Dükkanının bulunduğu yer.Camii Yanı
Bu arada Osmanlının son yıllarında Devletin zayıflamasını ve bölgedeki etkinliğinin azalmasını fırsat bilerek Trabzon ve çevresinde bir Pontus devleti kurmak üzere ayaklanan Rum çetelerinin baskı ve katliamlardan kaçan Giresun (Keşep ) kökenli birkaç aile de Bozkurt’a gelerek yerleşmiştir.
Bozkurt'ta Sandalye Üretimi Ve Yapılan Sandalyeler
1900 lü yılların başına gelindiğinde ise Bozkurt yörenin en hareketli ticari merkezi konumuna gelmiştir.Bunu o tarihlerde Kastamonu’da çıkan yerel gazetelerdeki Bozkurt ile ilgili yazılardan anlıyoruz. buna paralel olarak o yıllarda ilk Belediye teşkilatı kurulmuştur.
Sınarcık Caddesi Eski Görünüm
Pazaryeri Kilmes- Bahçe ve Sınarcık Muhtarlıkları birleşerek Pazaryeri adını almışlar,Böylelikle Bozkurt’un temellerini atacak ilk oluşum meydana getirilmiştir.Pazaryeri Belediyesi adıyla kurulan Belediye teşkilatının kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. .
Eski Bir Görünüm
Kurulan bu Belediye teşkilatının ilk ve son Belediye Başkanı, Sarayda 22 yıl Hocalık yaptıktan sonra köye dönen Velüyittin Efendi’nin oğlu Hoca Mustafa GÖKSEL’dir. Teşkilat l930 senesinde çıkan Belediye Kanunu gereği Belediye hudutları içersinde yaşayan nüfus 2000 den az olduğu için 1932 yılında lağvedilmiştir. 1940 lı yıllara gelindiğinde yörede bir İlçe kurulacağı ile ilgili haberlerin yoğunlaşması üzerine İlçe olmak için müracaat edilmiş,ancak 1945 yılına gelindiğinde Belediye teşkilatı bulunmaması ve Abana’nın daha önce nahiye merkezi olması sebebiyle nüfus ve ekonomik açıdan Abana’dan çok önde olmasına rağmen Abana İlçe yapılmıştır. 1950 li yıllara gelindiğinde yeniden bir Belediye teşkilatı oluşturulması çabaları hızlandırılmış,Hamza,( Hamza Mahallesi ) -Narba (Şen Mahalle aşağı ve Yukarı Hene ( Yüksek Mahalle ) Sıraca ve Mimir ( Yeni Mahalle ) köyleri Belediye sınırları içine alınarak Mahalleye dönüştürülmüş,Pazaryeri( Merkez Mahallesi) ile birlikte teşekkül ettirilen bu 5 mahalleli oluşum , 1952 yılına gelindiğinde Belediye Teşkilatına kavuşmuştur. Bozkurt Belediyesi adıyla kurulan yeni Belediye teşkilatının ilk Belediye Başkanı dönemin Pazaryeri Muhtarı ve daha sonra 28 yıl Belediye Başkanlığı yaparak bu konuda bir rekora imzasını atacak olan Kazım ÖZCAN’dır. Belediye teşkilatı kurulduktan bir yıl sonra 1953 yılında T.B.M.M.sinden çıkan bir kanun ile Bozkurt adıyla İlçe olmuştur. 1967 senesinde Anayasa Mahkemesi tarafından Bozkurt’un İlçe oluşu ile ilgili Kanunun iptali sonrasında bir yıl süreyle İnebolu’ya bağlı Nahiye ( Bucak ) merkezi olarak kalmış, 1968 yılında çıkarılan yeni bir kanunla yeniden İlçe olmuştur.
Bugün halen Kastamonu İli’nin 20 ilçesinden biridir.İlçe sınırları içersinde yaşayan halk tamamen Türk kökenlidir yörede yerleşmiş,başka kökenlere mensup kişi ve topluluklar yoktur.

 
 
  Bugün 20 ziyaretçi (23 klik) kişi burdaydı!  
 

Anasayfa Yap Sık Kullanılanlara Ekle film izle WwW.HTML-KODLARI.Tr.GG
type
Pagerank
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol